Bu yazıda sadece lisans programlarına odaklanıyorum. Aşağıda son 3 yılın genel kontenjan sayılarını görüyorsunuz. Bu sayılara okul birincileri kontenjanları (2020 itibari ile toplam 11.777) dahil edilmedi.
2018 yılındaki kontenjan balonunu 2019’da kısmen söndüren YOK, 2020’de bu balonu tekrar şişirmeye başlamış. Geçen yılın kontenjanları ile kıyaslandığında, devlet üniversitelerinde 9.414 kişilik, vakıflarda ise 6,313 kişilik kontenjan artışları söz konusu. Kıbrıs okullarının kontenjanı bir miktar artarken, diğer ülke okullarının kontenjanları azalmaya devam etmiş. Devlet kontenjanının toplama oranı 3 sene içinde %80,9’dan %79,6’ya gerilemiş, vakıf kontenjanı ise %16,4’den %18’e çıkmış. Oranlar küçük görünse de yavaş yavaş yükseköğretimin ekonomik yükünün devletin sırtından vakıfların sırtına aktarıldığını söylemek mümkün.
Açıköğretim (+%17):
Geçen sene 48.500’den 34.150’ye düşürülen açıköğretim kontenjanı bu sene 39.900’e yükseltilmiş. Konaklama İşletmeciliği programı kapatılmış, Kamu Yönetimi programı kontenjanı 1.200 azaltılmış. Kontenjanı azaltılan diğer 17 bölümün neredeyse tamamı IIBF ve sosyal bilimler programları. Buna karşılık Psikoloji, Grafik Sanatlar, Tekstil ve Moda Tasarımı, Egzersiz ve Spor Bilimleri ve Rekreasyon programları açılmış. Kontenjanı en yüksek Açık Öğretim programı 6.000 ile tarih, sonra 4.000 ile Türk Dili ve Edebiyatı, sonra da 2.900 ile Çocuk Gelişimi, 2550 ile Sağlık Yönetimi ve 2500 ile Hakla İlişkiler ve Reklamcılık. (Not: Adayların program isimlerine dikkat etmesi gerekiyor. Örneğin Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi programı kapatılmış fakat Uluslararası Ticaret ve Lojistik programı açılmış.)
Uzaktan Eğitim (+%121):
Geçen sene 1.810’dan 1.050’ye düşürülen uzaktan eğitim kontenjanı bu sene 2.320’ye yükseltilmiş. 10 yeni program açılmış: Aktüerya Bilimleri, Arap Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, İngiliz Dili ve Edebiyatı, İşletme, Matematik, Rus Dili ve Edebiyatı, Sanat Tarihi, Sinoloji ve Sosyal Hizmet. Kontenjanı en yüksek Uzaktan Eğitim programları Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Gazetecilik ile Radyo, Televizyon ve Sinema.
İkinci Öğretim (-%17):
Geçen sene 68.615’den 47.011’e düşürülen ikinci öğretim kontenjanı bu sene de 38.891’e düşürülmüş. Kontenjanı en çok azalan alanlar tam 33 üniversitede programın kapatıldığı (ve toplam 1.865 düşüş görülen) İnşaat Mühendisliği, 19 programın kapatıldığı (670 düşüş) Makina Mühendisliği, 551 düşüş ile Elektrik-Elektronik Mühendisliği, 440 düşüş ile Okul Öncesi Öğretmenliği ve 340 düşüş ile Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık. Kontenjanı en çok artan bölümler ise Finans, Yeni Medya ve İletişim, İslami İlimler ve Mütercim Tercümanlık bölümleri.
Tüm üniversitelerin uzaktan eğitim ile sınandığı bir dönemde Açıköğretim ve Uzaktan Eğitim kontenjanlarındaki artışları makul buluyorum. İkinci Öğretimden çıkılması gerektiğini savunan birisi olarak bu alandaki kontenjan düşüşünü de olumlu karşılıyorum. Bu 3 alandaki kontenjan ayarlamalarının büyük ölçüde programların dolulukları ve piyasanın yönlendirmeleri doğrultusunda yapıldığını düşünüyorum.
En popular birkaç alana değineceğim.
Tıp (+%9)
Bu sene tıp okumak isteyen öğrenciler için oldukça şanslı bir sene. 2018’de 14.325 olan tıp kontenjanı 2019’da %5 artış ile 15.050’ye çıkmıştı. Bu sene ise %9’luk bir artış ile 16.448’e çıktı. ÜniVeri raporuna göre mezunların en yüksek maaş ile en hızlı iş bulduğu alan tıp olduğundan, bu artışın çok doğru olduğunu düşünüyorum. Atatürk, Uludağ, Çukurova, Ege, ve Sağlık Bilimleri üniversitelerinde (oldukça yüksek olan) kontenjanlar 30 azaltılırken, 64 üniversitede kontenjanlar 10 ila 40 arasında artırıldı. Bunun yanında devlet üniversitelerinde 7 (Malatya, Bandırma, ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Adana, Bursa, Erzurum, İzmir ve Trabzon fakülteleri) ve vakıf üniversitelerinde 5 (Ankara Medipol, Arel, Atlas, İstanbul Sağlık ve Teknoloji, ve İzmir Tınaztepe) yeni tıp fakültesi açıldı. Toplam 16.448 kontenjanın %82’si devlet tıp fakültelerinde. Bunun yanında vakıf üniversitelerinin tam burslu oranlarının %15’e çıkarıldığını da düşünürsek, bu sene tıp fakültelerine girmenin biraz daha kolay olabileceği (ve puanların az da olsa düşebileceği) sonucuna varabiliriz.
Hukuk (+%1)
Geçen sene 16.420’den 16.097’ye indirilen toplam Hukuk kontenjanı bu sene 16.327’ye çıkarılmış. Bu artışın temel nedeni devlette yeni açılan Çankırı ve Tekirdağ Hukuk fakülteleri ile kontenjanı 80’den 210’a çıkarılan Ankara Sosyal Bilimler Hukuk fakültesi ve vakıflarda yeni açılan Ankara Medipol ile İstanbul 29 Mayıs Hukuk fakülteleri. Diğer kontenjan değişiklikleri oldukça küçük. Kontenjanı 20’nın üzerinde değişen okullar: Altınbaş +28, Yeditepe -34 ve Okan -50, bazı Kıbrıs üniversiteleri (Uluslararası Kıbrıs -30, Lefke Avrupa -40, Yakın Doğu -40, Kıbrıs Sosyal Bilimler -160) ve tabii kapatılan Şehir -180. Geçen yıl Hukuk kontenjanlarındaki boşluklar ve sektörün doygunluğa ulaştığı göz önünde bulundurulursa, hukuk kontenjanlarının artırılmasını doğru bulmak zor. Bunun yanında bu alandaki öğretim üyesi sorunlarını da düşünürsek, yeni fakülte açılmasını desteklemek de zor. Hukuk programlarının taban puan ve sıralamalarında pek bir değişim olmasını beklemiyorum, fakat kontenjanı artan veya azalan okulların tabanlarında küçük değişiklikler olabilir. Toplam hukuk kontenjanının sadece %60’i devlet üniversitelerinde, %34’u vakıflarda, kalanı ise Kıbrıs’ta.
Bazı hukuk programlarında öğretim üyesi eksiklikleri dikkati çekiyor. Örneğin devlette Çankırı Hukuk 3 öğretim üyesi ve 200 kontenjan ile açılmış, vakıflarda ise Karatay 6 öğretim üyesi ile kontenjanını 190’a çıkarmış. Geçen sene öğretim üyesi başına 10 yeni kontenjan standardı getirilmesini önermiştim (ki tüm sistem icin bu oran 9). Bırakalım 10’u, öğretim üyesi başına 20’den fazla yeni kontenjan alan 5 devlet hukuk fakültesi var: Çankırı, Antep, Trabzon, Çukurova ve İnönü. Tercih yapan öğrencilerin kontenjan-öğretim üyesi oranına dikkat etmesini ve bu oranın 10’un altında olduğu okulları tercih etmelerini öneriyorum.
İlahiyat ve İslami İlimler (İİİ) (+%3)
Geçen sene toplam kontenjanı 18.887 olan bu alanın bu seneki kontenjanı küçük bir artış ile 19.363 oldu. Kıbrıs Sosyal Bilimler ile Şehir Üniversitelerinin çıktığı bu alanda 12 üniversite 10 ila 20 arasında kontenjan azaltırken, 17 üniversite 10 ila 20 arasında, 7 üniversite ise 30 ila 60 arasında kontenjanlarını artırdılar. Ege Üniversitesi’nin yeni açılan programı, Kütahya’nın 100 artan kontenjanı ve Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin 110 artan kontenjanı ile bu alan tüm alanlar arasında kontenjanı en yüksek alan olma özelliğini korudu. Bu program vakıf üniversitelerinde pek popüler değil; kontenjanın %98’ı devlet üniversitelerinde. Bu kontenjan bir işgücü planlaması sonucu olarak mı kararlaştırılıyor, yoksak açılmış olan imam hatip liselerinin mezunlarının sayısına göre mi belirleniyor, bilemiyorum. Anlaşılan ülkede en çok aranılan mezunlar ilahiyat mezunları!
Eğitim (+%1.5)
Ülkede yükseköğretimin planlanmasında talebin pek rol oynamadığına belki de en güzel örnek Eğitim. Geçen yıl içinde “Öğretmenliği” ve “Rehberlik” sözcüklerinin geçtiği programların toplam kontenjanı 41.601 iken bu yıl bu kontenjan 42.264’e çıkmış. 400.000’ın üzerine öğretmen adayı atanmayı beklerken, ve yılda 20.000 civarı öğretmen atayabiliyor iken, 42.000 öğrenciyi eğitim fakültelerine almak çok yanlış. Geçen yıl ile kıyaslandığında, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programlarında %3 küçülme görülüyor. Diğer bir azalma ise Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliğinde—kontenjan 512’den 384’e düşürülmüş (%25 azalma). Anlaşılan salgın bize okulların eğitime devam edebilmesi için eğitim teknologlarının ne kadar önemli olduğunu öğretememiş. Azalan diğer kontenjanlar okul öncesi öğretmenliği, biyoloji ve fen öğretmenliklerinde. Sayı olarak en büyük artışlar İngilizce Öğretmenliği (+376) ile Özel Eğitim Öğretmenliğinde (+263), oran olarak en büyük artış ise Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliğinde. Eğitim fakültelerinde en büyük program hala Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, sonra Okul Öncesi Öğretmenliğinde, sonra da İngilizce, Sınıf, Türkçe ve İlköğretim Matematik Öğretmenliğinde. Toplam kontenjanın %86’si devlette, %9’u vakıflarda, %4’ü ise Kıbrıs’ta.
Mühendislik (-%8)
Geçen sene 76.665 olan toplam mühendislik kontenjanı bu sene 70.396’ya düşürülmüş. 79 mühendislik programının (sizce de biraz fazla değil mi?), 36 tanesinde kontenjan düşüşü görülürken, 32’sinde kontenjanlar artmış. Toplamdaki düşüşün en önemli nedeni İnşaat Mühendisliği kontenjanının 12.070’den 8.271’e düşmüş olması (%31). Tam 136 üniversitemizde bu program mevcut! Hatta ikisi yeni açılmış! Sadece 5 üniversite kontenjan artırırken, 98 üniversite kontenjanlarını azaltmış. 42 üniversite kontenjanlarını yarı yarıya veya daha fazla azaltmış. Örneğin Gümüşhane ve Yozgat Üniversitelerinin 140 olan kontenjanları 30’a çekilmiş, Işık’ın kontenjanı 80’den 20’ye çekilmiş. Bu radikal kontenjan azalmasının nedeni, adayların miyopik bir bakış ile iki yıldır inşaat sektöründeki krizden dolayı inşaat mühendisliğini tercih etmemesi. Bu tercihte iki sorun var: aday 5 sene sonra mezun olacak ve krizler daha kısa süreli olur, inşaat mühendisliğini bitirenlerin çoğu konut inşaatı sektöründe çalışmadıkları gibi (yol, kanal, köprü, baraj vs.) birçoğu inşaat sektöründe bile çalışmıyor. Kanımca bu sene inşaat mühendisliğinde ileriyi görebilen adaylar için ilginç bir fırsat var—kontenjan azalmasına rağmen geçmişe göre daha düşük puanlarla bu bölüme girilebilir ve daha yüksek burslar alınabilir.
Kontenjanında ciddi olarak düşüş görülen diğer mühendislikler 1.219 düşüş ile (%12) Makina, 877 düşüş ile (%8) Elektrik-Elektronik. Öte yandan iki mühendisliğin kontenjanlarında ciddi bir artış görülüyor: 834 artış ile Bilgisayar Mühendisliği ve 835 artış ile Yazılım Mühendisliği. Beş büyük mühendislik hala aynı: Bilgisayar, Elektrik-Elektronik, Makina, İnşaat ve Endüstri. Adaylara önerim temel mühendislikleri tercih etmeleri. Görebildiğim kadarıyla işim kargaşasından rahatsız olan YÖK, sistemi basitleştirebilmek için 10 mühendislik programı isminin kullanılmasını kaldırmış. Mühendislik kontenjanlarının %78’ı devlette, %21’i ise vakıflarda.
Mimarlık (-%8)
İnşaat sektöründeki krizin etkisini hisseden diğer bir program da Mimarlık. Geçen seneki toplam kontenjan 8.641 iken bu sene %7.5’lük bir düşüş ile kontenjan 7.985’a gerilemiş. Tam 114 farklı üniversitede bulunan bu programda geçen sene kontenjanını dolduramayan 50 kadar vakıf üniversitesinin kontenjanları geriye çekilmiş. 20 kadar üniversitenin kontenjanında artış görülüyor. Ayrıca Manisa ve Munzur ile Bahçeşehir Kıbrıs’ta yeni fakülteler açılmış. Ben tasarım eğitiminin girişimcilikten yöneticiliğe kadar birçok alanda ise yaradığını düşünüyorum, ve bu programda inşaattan da büyük bir fırsat görüyorum, çünkü kontenjan fazla düşmemiş. Bu bölümlere daha düşük sıralamalar ile girilebilir ve vakıflarda daha yüksek burslar alınabilir. Toplam kontenjanın %65’ı devlette, %31’i vakıflarda ve %4’u Kıbrıs’ta.
İlginç bulduğum birkaç alan:
- Geçmişte sistemimizdeki Siyaset balonundan epeyce söz etmiştim. Bu balon bu yıl da sönmemiş. Siyaset Bilimi birçok farklı isim altında öğretiliyor. Sadece “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi”, “Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler”, “Uluslararası İlişkiler” programlarında geçen yıl 18.003 kontenjan varmış, bu yıl ise 17.779 kontenjan var. Maalesef bu alanın kontenjan planlamasında istihdam verileri hala gözardı ediliyor.
- Bu yıl kontenjanında en çok artış olan program Psikoloji. Geçen yıl 8.644 olan kontenjan bu yıl %31.5 artış ile 11.363’e çıkarılmış. 2.719 kontenjan artışının 1.200’u Açıköğretimden geliyor. Bunun yanında tam 20 yeni bölüm açılıyor ve bazı üniversiteler kontenjanlarını ciddi biçimde artırıyorlar (örneğin Sosyal Bilimler Üniversitesinin kontenjanı 60’dan 150’ye, Kent’in kontenjanı 70’den 140’a, Ankara Medipol’ün ise 60’dan 120’ye çıkıyor. Bu alanda puanlarda düşüş bekliyorum. Ayrıca bu kadar psikoloji mezununun ne yapacağını da merak ediyorum.
- İktisat, Ekonomi, Çalışma Ekonomisi, Ekonometri ve Ekonomi-Finans balonu da büyük ölçüde devam ediyor. Geçen seneki 15.029 toplam kontenjan bu sene sadece 627 düşüş ile 14.402 olmuş. Buna karşılık İşletme’nin kontenjanı 13.901’den 13.054’e düşmüş. Piyasadaki işlere bakılsaydı, iktisat (ve türevleri) kontenjanı işletme kontenjanından çok daha küçük olurdu. İktisat okumayı düşünen öğrencilere önerim işletmede yandal yapmaları—çünkü iş başvuruları yaparken işletme mezunları ile rekaber edecekler.
En yüksek kontenjanlı programlar
2020 için en yüksek kontenjana sahip 20 program (veya program grubu) aşağıdaki tabloda
Sıra | Program | Kontenjan |
1 | İlahiyat (1) | 19363 |
2 | Siyaset (2) | 17779 |
3 | Tarih | 16485 |
4 | Tıp | 16448 |
5 | Hukuk | 16327 |
6 | Hemşirelik | 15949 |
7 | Türk Dili ve Edebiyatı | 14773 |
8 | İktisat (3) | 14402 |
9 | İşletme | 13054 |
10 | Psikoloji | 11363 |
11 | Bilgisayar Mühendisliği | 11083 |
12 | Elektrik-Elektronik Mühendisliği | 9938 |
13 | Makine Mühendisliği | 9073 |
14 | İnşaat Mühendisliği | 8271 |
15 | Mimarlık | 7985 |
16 | Sosyoloji | 7886 |
17 | Sağlık Yönetimi | 7803 |
18 | Diş Hekimliği Fakültesi | 7530 |
19 | Endüstri Mühendisliği | 6680 |
20 | Beslenme ve Diyetetik | 6213 |
Notlar:
- İlahiyat ve İslami Bilimler
- Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Uluslararası İlişkiler
- İktisat, Ekonomi, Çalışma Ekonomisi, Ekonometri ve Ekonomi-Finans
Yukarıdaki kontenjan sayıları Açıköğretim programlarını da içeriyor. Tarih kontenjanının 6.000’ı, Türk Dili ve Edebiyatı’nın 4.000’ı, Sağlık Yönetimi’nin 2.500’u, Sosyoloji’nin 1.600’u, Psikoloji’nin 1.200’u, İşletme’nin 1.150’si, Siyaset’in 400’u, İktisat’ın 350’si açıköğretimde.
Tabloda dikkatimi çeken noktalar:
- Kontenjanı en yüksek 3 alan beşeri ve sosyal bilimler alanı.
- Bu yıl Tarih kontenjanında %13 artış görüldü (Açıköğretim).
- Psikoloji %31 artarken İnşaat %31 düştü ve bu iki program yer değiştirdiler.
- Diş Hekimliği kontenjanı %15, Beslenme ve Diyetetik kontenjanı %12, Hemşirelik kontenjanı %9 arttı.
- Sağlık Yönetimi programının da bir İşletme programı olduğu düşünülebilir, ve bu durumda İşletme + Sağlık Yönetimi en tepeye çıkar.
- Elektrik Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği kontenjan toplamı 1.344, ve bunlar Elektrik-Elektroniğe eklenebilir.
- Bilgisayar Mühendisliğine yakın programların kontenjanları ise şöyle: Yönetim Bilişim Sistemleri (işletme ile bilgisayar arasında bir program) 4.929, Yazılım Mühendisliği 2.258.
Vakıf Bursları
Burs | 2019 | 2020 | 2019 | 2020 | |
0% | 11770 | 11783 | 14.4% | 13.4% | |
25% | 6813 | 6548 | 8.4% | 7.5% | |
50% | 34648 | 53748 | 42.5% | 61.2% | |
75% | 18454 | 22.6% | 0.0% | ||
100% | 9841 | 15760 | 12.1% | 17.9% | |
Toplam | 81526 | 87839 | 100% | 100% |
Tabloda görüldüğü gibi, vakıflarda tam ücretli eğitim (yani %0 burs) kontenjanı neredeyse hiç değişmemiş, fakat toplam kontenjan arttığından toplamdaki oranı düşmüş. Bu kategori tüm sistemdeki toplam kontenjanın sadece %3’unu oluşturuyor. Vakıfların tam burslu kontenjanları %60 artış ile 15.760’a çıkmış; 5.919 öğrenci daha vakıflarda tam burslu olarak eğitim alabilecek. %50 burslu öğrenci oranı da %55 artış ile 53.748’e çıkmış. %25 burslu sayısı ve oranı düşmüş. Bence tablodaki en çarpıcı değişiklik geçen seneki vakıf kontenjanının %22,6’sini oluşturan %75 burslu kontenjanlarının bu sene kaldırılmış olması. Tablodan göründüğü kadarıyla, vakıflar %75 kontenjanlarının bir bölümünü %100’e kaydırırken, daha büyük bir bölümünü %50 bursluya kaydırmışlar. Bunun neden öğrenci lehine bir değişim olduğunu anlamakta zorlanıyorum.
Sonuç:
Geçmişteki yazılarımda da belirttiğim üzere, Türkiye’deki üniversite kontenjanlarının akademik veya ekonomik nedenlerle değil siyasi nedenlerle artırıldı, bu yanlış politika genç işsizliği sorununu çözmeyip sadece öteledi. Üniversitelerimiz iş dünyasının beklentilerinden kopuk bir şekilde diplomalı işsiz yetiştiriyorlar. Birçok kontenjan ciddi olarak geriye çekilmeli, kontenjanlar öğretim üyesi sayısına endekslenmeli, birçok programda ikinci öğretimden çıkılmalı, ve kontenjan planlama sürecinde gelecekteki istihdam piyasası beklentileri kullanılmalı.
Bir yıl önceki bir Medium yazımı şöyle bitirmiştim:
Tüm programlarda kontenjan planlamasının ülkenin (ve dünyanın) gelecekteki ihtiyaçlarına ve istihdam beklentilerine göre yapılması gerekirken, benim gözlemim doluluk oranlarına bakarak kontenjan planlaması yapıldığı. Bunu yanlış olduğunu her yazımda belirtiyorum; bir kere daha belirtmekten zarar gelmez diye düşünüyorum. Gelecek sene kontenjanların belirlenmesinde şu 3 faktör göz önünde tutulmalı:
- Bu seneki doluluk istatistikleri rehavet yaratmamalı ve kontenjan balonu olan bölümlerde kontenjanlar azaltılmalı. Geçen seneki sınav ve sistem değişikliğinin yarattığı balon bu sene temizlendi. Gelecek sene talep bu seneki kadar yüksek olmayabilir.
- Tüm programlarda (yeni öğrenci)/(öğretim üyesi) oranı en fazla 10 olmalı (ki programın tümündeki oran 40’ı geçmesin). Asgari kadro kısıtlarına uymayan bölümlere kontenjan verilmemeli. Örgün eğitimde bile kontenjanların dolmadığı programlarda ikinci öğretimden çıkılmalı.
- Üni-Veri sonuçları dikkate alınmalı. İstihdam oranı düşük ve nitelik uyuşmazlığı yüksek bölümlere daha az kontenjan verilmeli. Üni-Veri benzeri bir çalışma da ülkenin önümüzdeki 10 yıldaki işgücü gerekliliği üzerine yapılmalı ve bu çalışma piyasası araştırması kontenjanların belirlenmesinde rol oynamalı.
Geçen yılki kontenjan yazımın sonunda ise, gereken değişikliklerin kısa vadede yapılmayacağı yönündeki kaygımı vurgulamıştım. “Yükseköğrenimdeki o muhteşem ataletin bu çarpık sistemin -belki birkaç kozmetik değişiklik ile ama temelde- tüm çarpıklığı ile devam etmesini sağlayacağından korktuğumu” belirtmiş ve yazıyı şöyle bitirmiştim: “Benden uyarması. Umarım yanılırım.” Maalesef bu yıl da yanılmadım.